8 Ağustos 2011 Pazartesi

SERGİ - BENİ BAĞRINA BAS




"Ağıt"
Beni Bağrına Bas Patricia Piccinini'nin 1997'den beri ürettiği çalışmalarından oluşan bir potpori sanatçı insan yaşamının ekolojik bozukluklara neden olan bir çok ırkın yok olmasına neden olan her türlü konuya değiniyor. İşleri iki karşıt genel geçer yargıdan doğan çalişkili ruh haline işaret ediyor. Biri "dünyanın sonuna" yaklaştığımızı gösteren alemetlerin sürekli artığını, söylerken diğeri bilim ve teknolojinin dünyayı iyileştirip ebedi bir cennete dünüştürüceğini iddia ediyor. Piccini'ye göre, teknoloji insanlara yaşama kolaylığı sağlarken bir yandan da saçma tüketim ihtiyacı ve teknoliji dünya evreminin dengesini bozduğunu savunuyor. Bu yaklaşımını kafa karıştırıcı görnüşleri ile mutant görüntüsünde yaratıkları ile anlatıyor. Bu farklı görüntüdeki yaratıklara sevimli bakışlar,dost canlısı görüntüler ekleyerek izleyenlerde karşıt hissler oluşturuyor.Güzellik/çirkinlik,tiksinti, doğa/kültür, ihtiyaç/lüks,




Arter sergilenen "Beni Bağrına Bas" sergisi izleyiciyi, hem tanıdık hem de yabancı bir dünyaya ya yolculuğa davet ediyor. Piccini Arter'in bağımsız katlardan oluşan yapısına üç mekanda eşlik ediyor. Kapıdan girdiğinizde güçlü ışıklarla aydınlatılmış alnında metal çalışmlarının parlaklığına kapılmamızı sağlıyor. Teknolojik dünyanın hayatımızı kolaylaştırırken, ekolojik dengeyi bozduğuna ilişkin eserleri ile bizleri farkında olmaya çağırıyor. "Aşıklar" doğanın mekanik forma bürünmesi fikrini araştıran işlerinden biri, "Aşıklar"ın hiç bir zaman göremeyeceğiniz bir mekanik yaban hayat ekolojisinden bir enstantane oldukları fikrini seviyorum. Bu iş, yüzeylerin ve malzemelerin parlak sertliğine aykırı düşen bir yumuşaklık ve yakınlığa sahip diye anlatıyor. Sanatçı "Etle Tırnak" aşıkların devamı olarak çalıştığı yavur motorlar İngilizcede bir tabir vardır: "Kan, sudan daha yoğundur" derler. Bu da aile (kan) bağlarının daha güçlü olduğunu ifade eder. Eğer kan bağları her şeyden güçlüyse,etle tırnak birbirinden ayrılmazsa, benzin bağları da öyle olabilir. Baştan çıkarıcı güzellikte olan kaplamalar bizi tüketmeye alıştırırken dünya ekolojik dengeye verdiği tahribatlar ile doğanın dengesini bozuyor. Piccini'in sergisi uyarı niteliğinde, ikinci katta sizi bekleyen, herkesin uyuduğu bir evin içinde; insan olmak,insanın yaratıları ve onlara karşı sorumlulukları üzerine tefekküre davet ediyor.


"Aşıklar"


"Davetli Misafir"

Bu işin adı Goethe'in bir sözünden geliyor; "Güzellik her yerde davetli misafirdir." Doğa ve tuhaflığın uyumunu sergileyen Piccini buz dağının üzerine koyduğu tavus kuşu formlarıyla güzelliği vurguluyor. Ve sevimli kız tuhaf yaratığı kuçaklarken geleceğinden haberdar gibi




 "Kucaklama"
Patricia Piccini nesli tükenen hayvanların yaşamlarına özen gösteren bir sanatçı ve "Doğanın Küçük Yardımcıları" serisinde bu nesli tükenmeye gelen hayvanlara göndermelerde bulunuyor.  "Kucaklama" çalışması Avustralya keçeli sıçanı için, tasarladığı bir yaratık, bazı şeylerin hem iyi hem de kötü, bazılarının kötü ya da iyi olmasından, ama bizim iyi mi, kötü mü olduklarını söylememizin imkansız olmasından çalışması bu çelişki üzerine düşündürüyor.


"Evlat"


"Balasana"

"Bölünmemiş"
Piccini için çoçuklar doğal ve yapay genetik düşüncesini ifade ediyor, ama bunun yanı sıra yaratıcının yaratıklarına karşı sorumluluklarına da işaret ediyor. Çalışmalarında daha çok çoçuk figürleri kullanan sanatçı onların masum yönlerinden ilham alıyor. Piccini, bu sergisiyle bizi aile olmanın gücünü kavramamızı birbirimizi olduğu gibi kabul etmemezi en katlanılmaz durumda bile birbirimize sım sıkıya sarılmakta bulmamızı sağlıyor.Tamamen silikon ve gerçek saçlarla hazırladığı bu çalışmları hareket edeceklermiş hissi uyandırıyor. Sanki gerçek insanlar bizler için poz vermişler gibi, Patricia Piccini 21 Ağustosa kadar ARTER de muhteşem zihnine girmenizi bekliyor. Çalışmalırının tüm fotoğraflarını görmek isteyenler facebook fan page tıklamınız yeterli  



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder